Tehdit Suçu (TCK madde 106)

TEHDİT SUÇU

Giriş

Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunumuzun “Özel Hükümler”  başlıklı ikinci kitabın “Kişilere Karşı Suçlar”ı düzenleyen ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığını taşıyan “Yedinci Bölüm”ünde 106. maddede yer almaktadır.

Düzenlendiği yer ve niteliği itibariyle Tehdit suçu, hürriyete karşı suçlar arasında sayılmıştır. Kişilerin hürriyet hakkının korunması kapsamında ele alınan tehdit suçu oldukça fazla karşımıza çıkmaktadır. İşbu yazımızda suçun unsurlarıyla beraber bağlantı içerisinde olduğu hususlardan ve tartışmalardan bahsedilmiştir.

Tehdit Suçu Nedir?

Tehdit suçu, Türk Ceza Kanununun 106.maddesinde üç fıkra halinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanununda birçok suçun tehdit suçu ile beraber işlenmesine yer verildiği için, tehdit ile beraber işlenen suçlarda değerlendirme yapılırken tehdit suçunun salt unsurlarıyla değerlendirilmesi gerekmektedir.

Üç fıkra halinde düzenlenen tehdit suçunun birinci fıkrası şikayete bağlı olarak düzenlenmiş, ikinci ve üçüncü fıkrası ise re’sen soruşturma ve kovuşturma yapılabilir şeklinde düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanununda düzenlendiği şekliyle Tehdit suçu :

Tehdit Madde 106-

(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin; a) Silahla, b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

Tehdit Suçunun Unsurları Nelerdir?

1.Maddi Unsurlar

Tehdit suçunun basit şekli, mağdurun kendisi veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına karşı kötü bir eylem gerçekleştireceğinden bahisle söylenen söz şeklinde düzenlenmiştir.

  1. Maddenin birinci fıkrasının devamında …mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit suçundan bahsedilmiştir. Burada bahsedilen “mal varlığı itibarıyla büyük bir zarar” cümlesinden ne anlamamız gerektiği önem arz etmektedir. Kanunun lafzına bakıldığında, mal varlığı ile tehdit yeterli olmayacak ayrıca büyük bir zarar ile tehdit edilmesi gerekecektir. O halde mal varlığına yönelik büyük olmayan bir zarara yönelik söylenen sözler bu suçu oluşturmayacaktır.

Ayrıca kanun maddesinde geçen “saldırı gerçekleştireceğinden bahisle” diye açıklanan suçun ana unsuru, suçun geçmişe yönelik olarak işlenemeyeceğini göstermektedir. Yani tehdit suçunun oluşabilmesi için söylemin gelecekte yapılma ihtimali olan bir eylem olması gerekmektedir. Geçmişe yönelik bir tehdit suçu olamaz.

  • Sözlerin tehdit suçunu oluşturması için sarf edilen sözlerin bu suçu oluşturmaya uygun olması gerekmektedir. Maddenin gerekçesinde de belirttiği üzere sözlerin ciddi bir mahiyet arz etmesi gerekmektedir.

Bu mahiyet objektif olarak ciddi olmalıdır. Yani tehdit konusu sözlerin korku yaratmak hususunda objektif olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu husus gerekçede şöyle açıklanmıştır: İstenilenin yerine getirilmemesi hâlinde tehdit ko­nusu kötülüğün gerçekleşeceği ihtimali objektif olarak mevcut olmalıdır. Sarfedilen sözler, gerçekleştirilen davranış muhatap alınan kişi üzerinde ciddî bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdidin oluştuğu ileri sürülemez.”

Bu sarfedilen sözlerin her somut olay bazında mağdurun üzerinde bıraktığı etki bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca söz konusu sözlerin objektif olarak değerlendirilmesi yapılacağı için mağdurun üzerinde etki yaratmasa bile objektif olarak yeterlilik sağlıyorsa söz konusu suç oluşmuş demektir.

Söz konusu sözlerin hile yoluyla kullanılıp mağdur üzerinde etki bırakması da bu suça vücut verir. Fakat batıl inançlarla kandırılıp kötülüğe maruz kalacağından bahisle yapılan beyanlarla tehdit suçu oluşmaz.

Sözlerin bizzat fail tarafından söylenmesi ve gerçekleştirecek kişinin de fail olması gerekir. Fakat failin kontrolündeki 3.kişi tarafından söylenen sözlerin gerçekleştirileceğinden bahisle yapılırsa da bu suça vücut verir.

Tehdit suçunun oluşması için sözlerin gerçekleşmesi gerekmez. Sözler sarfedildiği anda suç oluşmuş sayılır. İleride söz konusu sözlerin gerçekleşmesi başka suçlara vücut verebilir. Gerçekleşen sözler vücut verdiği suç ile birlikte değerlendirilmelidir.

Suçun oluşması için aranan başka bir unsur ise sözlerin mağdura ulaşmasıdır.Tehdit suçu, failin sarfettiği sözlerin mağdura ulaşmasıyla oluştuğuna göre, sözler mağdura ulaşmadıysa tehdit suçundan söz edilemez. Fail ya direk mağdur ile irtibat halindeyken bu sözleri iletmeli veya ona iletilmesi için bir başka yola başvurmalıdır. Failin, mağdurun yokluğunda söylediği ve ona iletilmesini istemediği sözlerin bir şekilde mağdura ulaşması tehdit suçuna vücut vermez.

Tehdit içeren sözlerin hangi araçla mağdura ulaştığı önemlidir çünkü maddenin ikinci fıkrasında, “Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle” yapılan tehdit suçunu nitelikli hal olarak düzenlemiştir ve cezada artırım sebebidir.

2.Manevi Unsurlar

Tehdit suçu genel kast ve olası kast ile işlenebilir. Failin sarfettiği sözlerin mağdura ulaşmasını istememesine rağmen ulaşabilme ihtimalini bilmesine rağmen tehdit suçunu oluşturacak sözler söylemesi suçun olası kast ile oluşmasına neden olur.

Tehdit suçunun ana amacı bir kimsenin iç huzurunu ve sükunu bozma olduğu için sözlerin bu mahiyette olması bu suçun manevi unsuru açısından yeterlidir. Bu sözlerin mağdura göre değil objektif olarak değerlendirilmesi sonucu bu sonuçları doğurması suçun oluşumu için yeterlidir.

Korunan Hukuki Yarar

Tehdit suçunda korunan hukuki değer gerekçede de belirtildiği üzere, kişilerin huzur ve sükunudur. Kişilerdeki güvensizlik duygusunun oluşması engellenmek istenmektedir. Kanunun bu maddeyle korumak istediği esas konu ise kişilerin irade serbestisi ve hareket özgürlüğüdür. Kişiler iradelerinde serbestçe karar verebilme ve bunu uygulayabilme özgürlüğüne sahip olmalıdırlar. Bireyin irade serbestisi sadece ve sadece kanunların izin verdiği ölçüde kısıtlanabilir. Bu sebeple kişilerin tehdit ile irade bozukluğuna uğramalarının önüne geçilmek istenilmiştir.

Fail

Türk Ceza Kanununda düzenlendiği şekliyle bu suçun faili herkes olabilir.

Mağdur

Mağdur her gerçek kişi olabilir. Fakat mağdurun söz konusu  sarfedilen sözleri anlayabilmesi gerekmektedir. Söz konusu sözleri anlayamayacak düzeyde algılama yeteneği olmayan kimseye karşı bu suç oluşmaz. Yukarıda açıkladığımız gibi kişi söz konusu sözlerden sonra, kendisine gelecek sair bir eyleme karşı objektif olarak değerlendirilecek korku ve endişe haline girmelidir. Bu suçun oluşumu açısından en önemli maddi unsurdur. Algılama yeteneği olmayan kimsenin bu hal içine giremeyeceği için tehdit suçu oluşmaz.

Mağdur olamayacak bir başka kişi ise failin kendisidir.

Suçun Nitelikli Halleri Nelerdir?

106.maddenin ikinci fıkrasında tehdit suçunun nitelikli halleri sayılmıştır. Nitelikli haller, mağdur açısından bu suçu zorlaştırırken, fail açısından suçu basitleştirmektedir. Gerekçede bu husus, “tehdidin kapsadığı korkutma gücünün ciddiliği ve yoğunluğu hususunda mağdurda ciddi kaygılar meydana getirmeye elverişli durumlar” şeklinde açıklanmıştır

Nitelikli haller bentler halinde sıralanmıştır :

1.Silahla işlenmesi,

Tehdit suçunun silahla işlenmesi hali bir nitelikli hal olarak sayılmıştır. Silahla birlikte gerçekleşen bir eylem yeterlidir. Silahın yaratacağı bir etki oluşması zorunlu değildir. Silahın gösterilmesi dahi yeterlidir.

Silahın ne olarak anlaşılması gerektiği TCK’nın 6.maddesinde şu şekilde açıklanmıştır. f) Silah deyiminden; 1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler”

Sayılanlar dışında tehdit suçuna elverişli olan yani mağdurun irade ve hareket özgürlüğünü engellemeye yetecek oyuncak silah vb. gibi araçlarla da bu suç işlenebilir.

  • Yargıtay’ın 2014/17096E., 2018/922K., sayılı kararında,

“Sanığın mağdur …’e yönelik kuru sıkı tabanca ile tehdit eyleminin TCK’nın 106/2-a maddesine uyduğu ve şikayete tabi olmadığı gözetilmeden suçun vasfında ve delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek tehdit içerikli söz sarf etmeksizin silahın mağdurlara doğrultulma eyleminin TCK.nın 106/1-2. fıkrasındaki sair tehdit suçunu oluşturduğu kabul edilerek ve mağdurların şikayetçi olmaması nedeniyle açılan kamu davasının CMK.nın 223/8. maddesi gereğince düşmesine karar verilmesi”

Şeklindeki kararında kuru sıkı tabancı ile işlenen tehdit suçunu da tehdit suçunun nitelikli hali olarak kabul etmiştir.

2.Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi,

Söz konusu nitelikli halin oluşması için kişinin kendisini gizlemesi, tanınamayacak hale getirmesi yeterlidir.

İmzasız mektupla bu suçun işlenmesi halinde anlatılmak istenen ise kişinin gönderdiği yazının veya farklı iletişim araçları ile gönderdiği iletinin mağdurun kim tarafından geldiğinin bilmemesi ve bu durumun mağdur açısından yarattığı etkinin daha fazla olumsuzluk oluşturması.

Suçun özel işaretle işlenmesi ise mağdurun herhangi bir şekilde göreceği veya izlenim uyandıracağı bir işaret bırakarak mağdur üzerinde korku yaratmasıdır.

Bu işleniş şekillerinin nitelikli olarak ele alınıp daha fazla ceza verilmesinin ana sebebi mağdur üzerinde yarattığı etkinin büyüklüğüdür. Şöyle ki mağdur herhangi bir şekilde kendisine gelen tehdit suçunda karşısında kimin olduğunu bilmemesi ve bu bilinmezliğin insanlar için daha korkutucu olması gerçeğidir.

3.Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi,

Bu suçun birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi hali de nitelikli hal olarak sayılmıştır.

4.Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi,

Bu suçun bir suç örgütünün oluşturduğu güçten yararlanarak işlenmesi hali de nitelikli hal olarak sayılmıştır. Şöyle ki maddede açıklandığı gibi “suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanmak” önemli olandır. Suç örgütünün gerçekte olmamasına karşın veyahut suç örgütü ile alakası olmayıp suç örgütü ismini kullanarak yapılan tehdit suçu da nitelik hal sayılmıştır. Önemli olan suçun, mağdurun üzerinde yarattığı etkidir. Bu suçun işlenmesini fail açısından kolaylaştırıcı mağdur açısından zorlaştırıcı olmasıdır.

Tehdit Suçu Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Tehdit suçunun birinci fıkrası tehdit suçunun basit şekli olarak kabul edilmiş ve bu suç şikayete bağlı olarak düzenlemiştir. Bu sebeple basit tehdit suçunun zamanaşımı süresi yani şikayet^süresi 6aydır. Bu tarih faili ve fiiliöğrenme tarihinden itibaren başlar.

Basit halinin dışında kalan nitelikli haller ve şikayete bağlı olmayan haller içinde kalan suç tipleri için süre, dava zamanaşımı süresi olan 8 yıldır.

Tehdit Suçunun Cezası Ne Kadardır?

Maddenin birinci fıkrasında bahsedilen suç “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Malvarlığı itibarıyla yapılan tehdit suçunda ise ceza “Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”

Söz konusu cezaya hakim somut olaya göre hapis veya adli para cezasına hükmeder.

Suçun nitelikli hali için belirlenen ceza ise fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiştir.

Tehdit Suçu Uzlaştırma Kapsamında Mıdır?

Cmk’nın 253. Maddesine 24.11.2016 yılında eklenen fıkra ile birlikte uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve eskiden olmayan birçok suç tipi uzlaştırma kapsamına girmiştir. Bununla beraber Tehdit suçunun basit hali de(106-1.fıkra)  uzlaştırma kapsamına alınan suçlar arasındadır.

Uzlaştırma şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin ceza yargılamasını sonlandırmak amaçlı özgür iradeleri ile kabul etmeleri ve karar vermeleri ile olur. Kişiler anlaşma yapana kadar uzlaştırmadan vazgeçme haklarına sahiptirler.

Uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için mağdurun, gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olması gerekmektedir.

Uzlaştırma yolunun sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.

Uzlaştırma yoluna gidilmeksizin oluşan davalar sonucunda Yargıtay’ın istikrarlı bir biçimde karar verdiği bozma kararına örnek olarak,

  • Yargıtay’ın 2017/18802E., 2018/5175K., 13.03.2018 tarihli kararında,

02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılıCMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi, sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırmakapsamındabulunması, hakaret ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu suçlarının ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılıCMKnın 253/3-son cümlesi uyarınca tehditle birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında bulunmadığının anlaşılması ve yeni düzenleme karşısında, hakaret ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu suçları yönünden de uzlaştırma önerisinde bulunulmasının gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık …müdafii ve O Yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılıCMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA.

Bu sebeple uzlaştırma yoluna başvurmaksızın oluşan kararların Yargıtay tarafından uzlaştırma yoluna gidilip oluşan hukuki sonuç neticesinde tekrar değerlendirilmesine karar verdiğini sıklıkla görüyoruz.

Sonuç

Tehdit suçunun her somut olay karşısında unsurlarıyla birlikte ayrı bir değerlendirmeye tabi tutulup ona göre hüküm kurulması gerekmektedir. Zira suçun unsurları her ne kadar objektif ölçütler olarak sayılsa da kişinin sarfedilen sözleri algılaması konusunda birçok değişken unsur söz konusu olabilir.

Blog Yazılarımız: SUÇ NEDİR? SUÇUN UNSURLARI NELERDİR?