Tenkis Davası Nedir?

Tenkis davası, miras bırakanın saklı paylı mirasçılarının saklı paylarını zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmalarının yasal sınıra çekilmesini amaçlayan geçmişe etkili sonuç doğuran inşai bir dava çeşididir.

Gerçek kişinin ölümüyle birlikte bu kişinin malvarlığı ve bu malvarlığının intikali meselesi artık miras hukukunun konusunu oluşturmaktadır. İşte miras bırakanın malvarlığından yararlanacak olan gerçek veya tüzel kişilere de mirasçı denilmektedir. Mirasçılar yasal mirasçı ve atanmış mirasçı olmak üzere ikiye ayrılır. Yasal mirasçılık, miras bırakana bağlı olmayan ve miras bırakanın ölümü üzerine doğrudan doğruya kanundan kaynaklanan bir mirasçılık türüdür. Yasal mirasçılar, miras bırakanın kan hısımları, evlatlık ve altsoyu ile sağ kalan eştir. Atanmış mirasçı, miras bırakanın bizzat hür iradesiyle mirasının bir kısmını veya tamamını kendisinin belirlediği bir kişiye bırakması sonucu mirasçı olan kişidir.

Miras bırakanın yasal mirasçılarından bir kısmı hukukumuza göre saklı paylı mirasçılardan meydana gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 506.maddesinde belirtilen bu saklı paylı mirasçıların belirli oranda saklı payları bulunmaktadır. Altsoy için yasal miras payının yarısı, ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri, sağ kalan eş için altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması halinde yasal miras payının tamamı; diğer hallerde yasal miras payının dörtte üçü. Miras bırakanın bu paylara dokunması kanunen yasaktır.

Tenkis Davasının Koşulları Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’nun 560. maddesinde şöyle bir hüküm sevk edilmiştir: “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler. “. Buradan tenkis davasının iki şarta bağlı olduğu sonucuna varılabilir. Birincisi miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufları ya da sağken yaptığı karşılıksız kazandırmaları ile tasarruf edebileceği oranı aşmış olması; ikincisi ise saklı pay sahibi mirasçıların saklı pay oranlarının ihlal edilmiş olmasıdır. Bu iki şartın birlikte gerçekleşmiş olması aranmaktadır.

Tenkis Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Tenkis davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise murisin son yerleşim yeri mahkemesidir.

Tenkis Davasında Davacı

TMK M.562’de bu davanın açılması bakımından davacı olabilecek kişiler şu şekilde sıralanmıştır: “Miras bırakan, tasarruf edebileceği kısmı aştığında, saklı payı zedelenen mirasçı, iflâsı hâlinde iflâs dairesinin veya mirasın geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen tenkis davası açmazsa, iflâs idaresi veya bu alacaklılar, alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler.”.

Açılan dava ancak açan kişinin alacağı bakımından ve alacağı oranında etki edecektir. Maddenin lafzından da anlaşılacağı üzere tenkis davası açma hakkı kural olarak saklı pay sahibi mirasçılara tanınmıştır. Bununla beraber saklı pay sahibi mirasçı pay ihlal edilmiş olup da davayı açmadan önce ölürse o kişinin mirasçıları da saklı pay sahibi olup olmamaları önem arz etmeksizin bu davayı açabilecektir.

Eğer ki birden fazla saklı pay sahibi mirasçıların saklı payları ihlal edilmişse bu kişiler arasındaki dava arkadaşlığı ihtiyari olup zorunlu değildir. Ancak yukarıda da değinildiği gibi davanın sonuçları sadece davayı açan davacılar bakımından hüküm doğuracaktır.

Mirastan feragat sözleşmesiyle miras hakkından vazgeçen kişilerin ya da mirasçılıktan çıkarılan kişilerin veyahut da vasiyeti yerine getirme yükümlüsünün bu davayı açma hakkı bulunmamaktadır.

Tenkis Davasında Davalı

Dava, miras bırakanın saklı payı zedeleyen tasarrufundan yararlanan kişiye karşı açılacaktır. Yani tenkis davası belirli kimselerden ziyade yararına temlik yapılan herkese karşı açılabilir. Miras bırakanın söz konusu tasarrufundan yararlanan kişinin tasarrufa konu malı kötü niyetli üçüncü kişiye devretmesi halinde Yargıtay’ın ağırlıklı görüşüne göre üçüncü kişiye karşı da bu davanın açılması mümkündür. Tenkis davası gerçek kişilerin yanı sıra tüzel kişilere karşı da açılabilir.

Tenkis Davasında İspat Yükü

Müddei iddiasını ispatla mükelleftir ilkesinin bir uzantısı olarak tenkis davasında ispat yükü saklı payının ihlal edildiğini iddia eden davacı şahsın üzerindedir. Davacı öncelikle; saklı pay sahibi mirasçı olduğunu sonrasında da saklı pay oranının ihlal edildiğini ispatlamakla yükümlüdür. Bunu ispatlarken her türlü delil çeşidini kullanmakla serbesttir.

Tenkis Dava Açma Süresi

Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve herhalde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Kanunda öngörülen süreler hak düşürücü nitelikte olup hem kesin sürelerdendir hem de mahkemece resen dikkate alınmaktadır.

Eğer ki mirasçıların saklı pay ihlali, miras bırakanın sağlığında yaptığı bir işlem dolayısıyla gerçekleşmiş ise bu takdirde süre miras bırakanın ölümü ile başlayacaktır.

Tenkis iddiası defi yoluyla da her zaman ileri sürülebilir. Yani saklı paylı mirasçı aleyhine ölüme bağlı tasarrufun icrası amacıyla açılan davalarda mirasçı tenkis defi ileri sürebilecektir.

Tenkis Davasında İstek Kapsamı

Tenkis davası ile miras bırakanın yapmış olduğu ölüme bağlı ya da sağlar arası tasarrufların iptali değil değiştirilmesi yani tasarrufların tasarruf edilebilir kısma çekilmesi amaçlanır. Saklı payı ihlal edilen mirasçı ancak talep ettiği takdirde tenkis alacağı için yasal faize de hükmedilir.

Dava dilekçesinde ilgili saklı pay oranının ne kadar ihlal edildiğinin kesin olarak belirtilmesi mümkün olmamakla beraber saklı pay sahibi harca esas alınacak tahmini bir değer göstermesi gerekir. Ancak belirtilen bu tahmini değerin ilerde değişmesi dava kapsamının genişletilmesi kapsamına girmeyecektir. Çünkü bu durum belirsiz alacak davasının bir örneğini teşkil eder.

Tenkis Davası Yargılama Gideri

HMK m.336’ya göre Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.

Tenkis davasında deliller bakımından resen araştırma ilkesi değil de taraflarca getirilme ilkesi uygulandığından bir taraf hukuki bir talepte bulunduğu takdirde bunun gerçekleştirilebilmesi için masrafını kendisinin bizzat yatırması gerekecektir.

Tenkise Tabi Tasarruflar Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’nun 570. Maddesinde tenkis için şu şekilde bir sıra öngörülmüştür: Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlar arası kazandırmalardan yapılır. Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlar arası kazandırmalar ise en son sırada tenkis edilir.

1. ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR

Miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı tasarruflarının tamamı mutlak bir şekilde tenkise tabi tutulmuştur. Ancak ölüme bağlı tasarrufla saklı pay sahibi kişilere kazandırmada bulunulması ve saklı pay sahibi olmayan kişilere kazandırmada bulunulmuş olması farklı oranlarda tenkis sonucunu doğurmaktadır.

Yani saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tâbi olur. Tenkise tâbi birden fazla ölüme bağlı tasarrufun bulunması hâlinde, saklı pay sahibi mirasçıya yapılan kazandırmanın saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir.

Her iki durumda da orantılı tenkis söz konusu olmakla beraber ilkinde saklı payı aşan kısım tenkise dahil edilirken ikincisinde tüm kazandırma tenkis edilir.

Tenkis, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, mirasçı atanması yoluyla veya diğer bir ölüme bağlı tasarrufla elde edilen kazandırmaların tamamında, orantılı olarak yapılır. Örneğin miras bırakan saklı pay ihlali meydana gelirse sadece Ayşe’ye yaptığım tasarruf indirime tabi tutulsun gibi bir söylemde bulunmamışsa saklı payı ihlal eden tüm ölüme bağlı tasarruflar orantılı bir şekilde tenkise tabi tutulur.

Değerinde azalma meydana gelmeksizin bölünmesine olanak bulunmayan belirli bir mal vasiyeti tenkise tâbi olursa, vasiyet alacaklısı, dilerse tenkisi gereken kısmın değerini ödeyerek malın verilmesini, dilerse tasarruf edilebilir kısmın değerini karşılayan parayı isteyebilir.

2. SAĞLAR ARASI KAZANDIRMALAR

Sağlar arası kazandırmalar, miras bırakanın yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufların tenkise tabi tutulmasından sonra buna rağmen saklı pay tamamlanmamışsa tenkise katılacaktır. Sağlar arası temlikler de kendi içerisinde bir sıraya bağlı olarak tenkis edilir. Sağlar arası temliklerin tenkisinde saklı pay tamamlanıncaya kadar en son tarihliden başlayarak tarih sırasına göre geriye doğru yapılan temliklerle tamamlanır.

Türk Medeni Kanunu’nun 565.maddesine göre aşağıda sayılan karşılıksız kazandırmalar tenkise tabi tutulmuştur:

  • Miras bırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlar arası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi
  • Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar
  • Miras bırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar
  • Miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar

Maddede sayılan kazandırmalar sınırlı sayım ilkesi uyarınca değiştirilemez ya da kıyas yoluyla genişletilemez.

Hayat Sigortaları Tenkisi

Miras bırakanın kendi ölümünde ödenmek üzere üçüncü kişi lehine hayat sigortası yaptığı veya böyle bir kişiyi lehtar olarak sonra belirlediği ya da sigortacıya karşı olan istem hakkını sağlar arası veya ölüme bağlı tasarrufla karşılıksız olarak üçüncü kişiye devrettiği hâllerde, sigorta alacağının miras bırakanın ölümü zamanındaki satın alma değeri tenkise tâbi olur.

İntifa veya İratların Tenkisi

Miras bırakan, tahmin edilen devam sürelerine göre sermayeye çevrilmeleri hâlinde tasarruf edilebilir kısmı aşan intifa hakkı veya irat borcu ile terekesini yükümlü kılarsa, mirasçıları, intifa hakkının veya irat borcunun tenkisini ya da tasarruf edilebilir kısmı vererek bu yükümlülüğün kaldırılmasını isteyebilirler.

Mirastan Feragat Durumunda Tenkis

Miras bırakan, mirastan feragat eden mirasçıya, sağlığında terekenin tasarruf edilebilir kısmını aşan edimlerde bulunmuşsa; diğer mirasçılar bunun tenkisini isteyebilirler. Bu durumda, mirastan feragat edenin sadece saklı payını aşan miktar tenkise tâbi olur.

Mirastan feragat eden, tenkis sebebiyle terekeye bir malı veya diğer bir değeri geri vermekle yükümlü olursa; dilerse tenkise tâbi değeri geri verir, dilerse almış olduklarının tamamını terekeye geri vererek mirastan feragat etmemiş gibi paylaşmaya katılır.


Tenkis Talebi Yargıtay Kararı

  • Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin E.2016/741 K.2017/9457 Sayılı 08.06.2017 Tarihli Kararı

Davacı; muris eşinin tanzim ettiği vasiyetnamenin geçersiz olduğunu, murisin mirasa ilişkin saklı paylarını dikkate almadığı, vasiyetnameden çıkarılması için hiçbir yasal neden olmamasına rağmen vasiyetnamede mirasçı olarak gösterilmediğini belirterek, vasiyetnamenin iptalini; olmadığı takdirde de söz konusu ölüme bağlı tasarrufun tenkisini talep etmiştir.

Yerel mahkemece; yazılı bir delil ibraz edilemediği ve vasiyetnamenin iptalini gerektiren herhangi bir sebep ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Tenkis davası, Türk Medeni Kanunu’nun 560-562. maddelerinde düzenlenen, miras bırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlar arası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından miras bırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle, tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. Tenkis, saklı payın yaptırımıdır ve saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlar arası kazandırmalardan yapılır.

Bu durumda; mahkemece, kanunun tenkise ilişkin hükümleri doğrultusunda da inceleme ve araştırma yapılarak, sonuca göre karar verilmesi gerekirken, tenkis talebi hakkında herhangi bir inceleme yapılmadan, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Ölüme Bağlı Tasarrufların Tenkisi Yargıtay Kararı

  • Yargıtay 1.Hukuk Dairesi’nin E.2021/782 K.2021/3601 Sayılı 28.06.2021 Tarihli Kararı

Davacı, davacıların murisi ve babası olan …’ın, Noterde düzenlenen 10.03.1999 tarihli vasiyetname ile tüm malvarlığını davalılara bıraktığını, ancak vasiyetname düzenlenirken bizzat noterin nezaret etmediğini, murisin yönlendirildiğini, tek doktor tarafından verilen raporun esas alınamayacağını, tanıkların tanınmadığını ve kimliklerinin tespit edilemeyip ulaşılamadığını ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini, olmadığı takdirde tenkisini istemiştir.

Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.

Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmayacağından davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.

Somut olaya gelince, 19.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda murisin terekesinde yer alan 2902 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün murisin ölüm tarihi itibariyle değeri 110.000,00 TL iken tenkis hesabının yapıldığı 11.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda söz konusu taşınmaz değerinin 10.645,42 TL olarak gösterildiği, yine 10.03.1999 tarihli vasiyetnameyle davalıların mirasçı olarak atandığı gözetilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

Blog Yazılarımız: Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Nedir?

Stj. Av. Rümeysa Özatlı
Av. Serhan Cantaş