Mirasta Mal Paylaşımı ve Mirasçılık

Miras, bir kimsenin ölümüyle mirasçılarına geçen özel hukuk ilişkilerinin bütünüdür, yani tereke anlamına gelir.

Mirasçı ve Muris Kimdir?

Öldüğü vakit, kendisine ait olan özel hukuk ilişkilerinin hukuki akıbetinin düzenlenen kişilere “muris” denir. Sadece gerçek kişiler muris olabilir çünkü sadece gerçek kişiler ölür. Ölüme bağlı bir tasarrufun yapılmasının söz konusu olduğu hallerde, vasiyetçi olarak adlandırılırlar.

Murisin terekesi üzerinde külli halef sıfatıyla hak sahibi olan kişilere ise “mirasçı” denilmektedir. Gerçek kişilerde mirasçı olur tüzel kişilerde mirasçı olur, ikisi arasında fark yoktur. Mirasçılık da kendi içerisinde yasal mirasçılık ve iradi mirasçılık olarak  ikiye ayrılır.  Bunların her ikisi de külli haleftir.  Yasal mirasçıların mirasçılığı kanundan kaynaklanır, iradi mirasçıların mirasçılığı ise mirasbırakanın tasarruflarından kaynaklanır.  Miras bırakanın ölüme bağlı tasarruflarıyla herhangi bir  kimseyi,  kişiyi  mirasçı  tayin  etmesi  iradi  mirasçılıktır.  İradi mirasçıya atanmış mirasçı da denilmektedir.  Yasal mirasçılar noktasında; kan hısımları yasal mirasçı olabilir, sağ kalan eşi yasal mirasçı olabilir, evlatlık ve altsoy yasal mirasçı olabilir, herhangi bir mirasçı yoksa da Devlet yasal mirasçıdır.

Demek ki mirasçılık iki gruba ayrılır: yasal mirasçılar ve iradı mirasçılar şeklinde. Bu yasal mirasçılar da kendi içerisinde ikili bir ayrıma tabi tutulular. Bunlar da saklı pay sahibi olanlar ve saklı pay sahibi olmayanlar şeklindedir. En kıymetli mirasçılar saklı pay sahibi mirasçılardır (yasal mirasçılar arasında).Burada maksat şudur: kanun koyucu, murisin tasarruflarına karşı özel olarak koruduğu paylara saklı pay denir. Bu paya sahip olan mirasçılara da saklı pay sahibi mirasçılar denir.  Murisi altsoyu saklı pay sahibi mirasçıdır, murisin eşi saklı pay sahibi mirasçıdır, murisin anası-babası saklı pay sahibi mirasçılardır.

Tereke Nedir?

Murisin ölümü ile mirasçılara intikal edecek olan, intikale elverişli hak ve borçlarının tamamıdır. İntifa hakkı, sükna hakkı, mirasbırakan sağlığında ileri sürmemiş ise manevi tazminat, murisin ölümü tarihinde muaccel olmamış ise nafaka hakkı, ceza sorumluluğu şahsi olduğu için vergi cezaları mirasçılara intikal etmemektedir.

Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?

Medeni Kanun sisteminde her kan hısımları mirasçı olamayacak, belli bir dereceye kadar olanlar mirasçı olabilecektir.  Hangi kan hısımlarının mirasçı olabileceğine ilişkin  hukuk düzenlerinde  iki  tane  sistemden  bahsetmek  mümkün:  birincisi sınıf  sistemi, ikicisi zümre sistemi.

  • Sınıf sistemi: Roma’da ve Fransa’da geçerli olan sistemdir. Kan hısımlarından mirasbırakana ilişkin sosyal ilişkileri en yakın olanlar mirasçı olabilecekler.
  • Zümre sistemi: Türk hukukunda, Alman hukukunda, İsviçre hukukunda geçerli olan sistemdir. Burada kanun koyucu kan hısımlarına ilişkin zümreler ayırmıştır.

Zümreden maksat şudur: zümre başı ile onun altsoyundan oluşan bütünü ifade eder. Kök ise, zümre başından sonra gelen ortak asıl ile onun altsoyundan oluşur. Türk Medeni Kanununda, kanun koyucu 3 tane zümreyi kabul etmiştir:

  • 1.zümre: mirasbırakanın altsoyu
  • 2.zümre: mirasbırakanın anası-babası ve onların altsoyu
  • 3.zümre: mirasbırakanın büyükanne-büyükbaba ve onların altsoyu

Bir önceki derecede (zümrede) mirasçı olması bir sonraki zümrenin mirasçı olmasını engeller.
Örneğin, 1. derecede kanuni mirasçılık hakkına sahip altsoy (çocuklar) varsa, 2. Derecede kanuni mirasçılık hakkına sahip olan miras bırakanın anne-babası miras hakkına sahip olamaz. Zümre içinde ön sıradaki mirasçı, bir alt sıradaki mirasçının mirasçılığını engeller. Zümre başları ve kök başları hayatta ise altsoyları mirasçı olamaz.

Birinci Derece (Zümre) Yasal Mirasçılar Kimlerdir?

Birinci zümre murisin altsoyudur (TMK495). Zümrenin, bir zümre başı ile onun altsoyundan oluştuğunu düşünülür ise, birinci derece yasal mirasçılıkta zümrenin başı muristir. Ancak, bir kişinin kendisinin mirasçısı olamayacağı açıktır. Bu sebeple birinci zümre sadece murisin altsoyundan oluşur.

İkinci Derece (Zümre) Mirasçılar Kimlerdir?

Murisin anne ve babası ile onların altsoyu ikinci zümre mirasçılardır (MK 496). Yani, murisin kardeşleri, kardeş çocukları, kardeş torunları vs., aşağıya ve yana doğru sınırsız olmak üzere ikinci zümreyi oluşturur.

İkinci zümrenin mirasçı olabilmesi için ilk derecede hiç mirasçı kalmamış olması gerekir. İkinci derecede mirasçı olan anne ve baba eşit miras paylarına sahiptir. Eğer miras bırakanın anne ve babası kendisinden önce ölmüş ise bu durumda bunların altsoyları halefiyet yolu ile mirasçılık hakkına sahip olacaktır. Yani  burada miras bırakanın kardeşleri mirasçı olmuş olurlar. Eğer anne veya baba tarafının herhangi birinde hiç mirasçı yok ise bütün miras diğer tarafa kalacaktır.

Üçüncü Derece (Zümre) Mirasçılar Kimlerdir?

Üçün derece zümre, aşağı ve yana doğru sınırsız olmak üzere, murisin büyük anne ve babaları ile onların altsoyundan oluşmaktadır (TMK 497). Bunlar murisin amcası, halası, teyzesi, dayısı ve onların altsoyudur. Üçüncü zümrenin sağ kalan eşle birlikte mirasçı olmasında halefiyete sınırlama getirilmiştir (TMK 499 b.3).

Zümre Sisteminin Prensipleri;

  • Mirasçı olmak için bir zümreye dahil olmak gerekir.
  • Bir önceki zümrede mirasçı bulunması, bir sonraki zümrenin mirasçılığını engeller.
  • Zümre içinde ön sıradaki(derecedeki) mirasçılar, bir alt sıradaki mirasçıların mirasçılığını engellemektedir.
  • Zümre başları ve kök başlarının önceliği vardır. Yani zümre başları ve kök başlarının varlığı, onların altsoyunun mirasçılığını engeller.
  • Zümre başı veya kök başı muristen önce ölmüş ise onların yerini altsoy alır.
  • Miras, birinci zümrede kök başlarına, ikinci ve üçüncü zümrede, zümre başlarına göre eşit olarak paylaşılır.
  • İkinci ve üçüncü zümrede miras anne ve baba hattı olarak ikiye ayrılır.

Murise Çift Hısımlık Bağı İle Bağlı Olanların Mirasçılığı

Aynı zümre içinde bir kimse murise çift hısımlık bağıyla bağlı olabilir. Böyle bir durumda hısımlık bağları söz konusu olan kişiyi iki ayrı köke dahil ediyorsa, o zaman iki kökten ve ayrı miras payını alır.

Evlilik Dışında Doğan Hısımların Mirasçılığı

TMK 498’ e göre evlilik dışı hısımların baba yönünden mirasçı olabilmeleri için, soybağlarının, tanıma veya hakim kararı ile kurulmuş olması gerekir. Bu bağ kurulmuş ise, evlilik dışı hısımlar, baba yönünden aynen evlilik içi hısımlar gibi mirastan pay alırlar, ancak bu bağ kurulamamışsa mirasçı olamazlar.

Evlatlığın Mirasçılığı

TMK m. 500 – “evlatlık ve altsoyu evlat edinene kan hısmı gibi mirasçı olur”.   Murise mirasçı olacak kişi evlatlık da olabilir, evlatlık ölmüşse onun altsoyu da olabilir. Burada da kök içi halefiyet ilkesi görülür. Evlatlık ölmüş olsa ve geride evlatlığın torunu olmuş olsa bu kişi evlat edinene mirasçı olur. Evlatlık ve altsoyu sadece evlat edinene mirasçı olur, evlat edinenin hısımlarına mirasçı olamaz.  Evlatlık ve altsoyu evlat edinene mirasçı olur, evlatlık ve  altsoyunun mirasçılığı tek yönlüdür; evlat edinen, evlatlığına ve onun altsoyuna mirasçı olamaz. Şu da mümkündür: evlatlık yaşı itibariyle ölüme bağlı tasarruf yapma ehliyetine sahiptir, kendi evlat edinenini veya bir başkasını mirasçı atayabilir. Ama evlat edinenin dönüp de evlatlığına yasal mirasçı olması mümkün değildir. Evlatlık ve altsoyunun kendi orijinal ana-babasından olan mirasçılığı da devam eder. Sırf evlat edinildi diye kendi ana-babasıyla olan irtibatını kanun koyucu kopartmamıştır. Evlatlık hem evlat edinenin mirasından pay alır hem de biyolojik/orijinal anası-babası kimse onlardan da pay almaya devam eder. Orijinal anne-baba, evlatlık verdiği kişinin mirasçısı olabilir.

Devletin Mirasçılığı

Devletin yasal mirasçı olabilmesi için 3 zümrede de hiçbir mirasçı olmayacak, mirasın tamamına veya bir kısmına ilişkin atanmış mirasçı olabilir ona göre değerlendirme yapılacaktır.  3 zümrede de kimse yok, murisin ölmeden terekesinin tamamını arkadaşına bırakmış olsa devlet mirasçı olamaz; yarısını arkadaşına bıraksa idi diğer yarısı Devlete kalırdı. Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete kalır, yani her terekenin bir külli halefi vardır, miras Devlete kalır. Ancak Devletin mirasçı olduğu yerde çeşitli istisnalar da söz konusudur. Devlet murisin borçlarından kendisine intikal eden kısım kadar sorumludur.

Sağ Kalan Eşin Mirasçılığı

Kanun koyucu bu eşi, zümre mirasçısı olarak görmemiştir çünkü kan hısımı değildir. Kanun koyucu sağ kalan eşin payı otomatik olarak tespit etmiştir. Sağ kalan  eşin  mirasçılığı  çakılı  mirasçılıktır,  paylaşım  yapılırken  önce  onun  payı verilecek/tespit edilecek sonra diğer kısım üzerinden diğer paylar verilecektir.

Sağ Kalan Eşin Birinci Zümre İle Birlikte Mirasçı Olması

  • Sağ kalan eş, birinci zümredekilerle mirasçı olursa miras payı terekenin 1\4‘tür. Eş ikinci zümre ile buluşursa miras payı terekenin ½’sidir. Eş üçüncü zümre ile buluşursa miras payı terekenin ¾’üdür (TMK 499).

Örnek vermek gerekirse; Murisin iki çocuğu ve bir eşi vardır. Burada sağ kalan eş mirastan 1\4 payını alır. Geriye kalan 3\4 pay çocuklar arasında eşit olarak paylaştırılır, yani çocukların her biri 3\8 oranında mirastan payını alır.

Sağ Kalan Eşin İkinci Zümre İle Birlikte Mirasçı Olması

  • Sağ kalan eş, ikinci zümre ile buluştu ve bu durumda alır. Geriye kalan 1\2’yi anne ve baba 1\4 oranlarında alırlar (TMK 499).

Örneğin, muris vefat ettiği vakit annesi, babası, kardeşi ve eşi hayattadır. Burada sağ kalan eşin mirasçılık payı 1\2’dir. Geriye kalan 1\2 pay anne ve baba arasında 1\4 oranında paylaştırılır. Burada kardeş mirastan pay alamaz. Eğer anne veya baba ölmüş olsaydı onun payını kardeş alabilecekti.

Sağ Kalan Eşin Üçüncü Zümre İle Birlikte Mirasçı Olması

  • Sağ kalan eş, üçüncü zümre başları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, miras payı terekenin 3/4’ü olacaktır (TMK m.499).

Örneğin, muris vefat ettiğinde eşi, babasının anne ve babası , annesinin anne ve babası hayattadır. Burada sağ kalan eşin miras payı 3\4’tür. Büyük anne ve babası ise geriye kalan 1\4 payı kendi aralarında eşit olarak paylaşırlar. Yani onların payı da 1\16 olmuş olur.

Başka bir örnek verecek olursak, muris öldüğünde, sadece eşi, amcası ve teyzesi hayattadır. Burada sağ kalan eş 3\4 oranında mirastan payını alır. Amca ve teyze ise geriye kalan 1\4 payı kendi arlarında eşit olarak pay ederek mirastan 1\8 pay alırlar.

Sağ Kalan Eşin Tek Başına Mirasçı Olması

  • Birinci ve ikinci zümrede hiç mirasçı yoksa ve üçüncü zümrede de zümre başları ve onların çocukları hayatta değillerse, eş tek başına mirasçı olmuş olur. (TMK 497\5 , TMK 499 b.3)

Eşin Mirasçılığı İle İlgili Bazı Özel Durumlar

1. Boşanma Davasının Eşin Mirasçılığına Etkisi

Boşanan  eşler,  bu  sıfatla  birbirlerinin yasal  mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler (TMK 181). İki tür mirasçılık vardır : yasal mirasçılık ve iradi mirasçılık. Sonuç olarak boşanan eşlerin yasal ve iradi mirasçı olması engellenmiştir. Ancak aksi tasarruftan  anlaşılmadıkça ifadesi  geçiyor. Yani muris şunu diyebilir: biz boşanmış olsak da onu mirasçı atadım, atanmış mirasçılığı devam etsin. Boşanma davası  devam  ederken,  ölen  eşin mirasçılarından  birisinin  davaya devam  etmesi ve  diğer eşin  kusurunun  ispatlanması hâlinde  de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

2. Evliliğin Butlanı Kararının Eşin Mirasçılığına Etkisi

Evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirasçılara geçmez. Ancak, mirasçılara çılmış  olan  davayı  sürdürebilirler.  Dava  sonucunda  evlenme  sırasında iyiniyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olamayacağı gibi, daha önce  yapılmış  olan  ölüme  bağlı  tasarruflarla  kendisine  sağlanan  hakları  da kaybeder (TMK 159).

3. Birden Fazla Sağ Kalan Eşin Mirasçılığı

Bazı  durumlarda  geride  birden  fazla  eş  kalmış  olabilir.  Kişi ikinci kez evlenemez ama her nasılsa ikinci kez evlenmişse mirasçılık noktasında çeşitli meseleler ortaya çıkabilir. Butlan davası, iptal davası açılmadı ve geride iki eş kaldıysa iki eş de mirastan pay alır.

Blog Yazılarımız: MİRASIN REDDİ NEDİR?

Stj. Av. Sümeyye Nur Karakuş
Av. Serhan Cantaş