Karayollarındaki Kusurlardan Doğan Davalar

Paylaş:

Karayollarında gerçekleşen kazaların tümü bireylerin kusurundan kaynaklanmaz. Kamu hizmetlerini yerine getirmekle görevli kılınan idare, bu görevini yerine getirirken hizmetten yararlananlar bakımından bir takım zararlara yol açabilir. Araç sürücülerinin kusurlarının yanı sıra Karayolları Genel Müdürlüğü’nün de kusuru söz konusu olabilmektedir. Bu sebeple karayolunun bozuk, hasarlı veya bakımının eksik olması sebebiyle meydana gelen maddi ve bedensel zararlı trafik kazalarında idarenin tazminat sorumluluğu meydana gelecektir. İlgili kanun, 2918 Sayılı  Karayolları Trafik Kanunu’dur. Karayolları Trafik Kanunu, trafik düzeni ve güvenliğinin sağlanması amacıyla tesis edilmiş, trafikle ilgili konuları kapsamaktadır. Kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir. Bu kanunda düzenlenen görevlerin idari işlem, eylem veya olumsuz bir eylemle ihmal edilmesi sonucu idarenin sorumluluğu ortaya çıkacaktır.

Şehir dışı yollarda, Karayolları Genel Müdürlüğü yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliğini sağlamak için gerekli iş ve işlemleri yapar. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 7. maddesinde, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kanundan doğan görevleri sayılmıştır. Kanundan doğan bu görevlerinin ihmali sonucunda meydana gelen trafik kazasında Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğu meydana gelecektir. Belediye sınırları dışında kalan yerlerdeki görevler Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ait olduğu için sorumluluk da Karayolları Genel Müdürlüğüne aittir.

Şehir içi yollarda ise, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca Belediyelerin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Kanunda sayılan sorumluluklar ve görevler yerine getirilmediği takdirde ilgili belediyeye karşı tazminat davası açılabilecektir.

Karayolları Genel Müdürlüğünün Görevleri Nelerdir?

  • Yol için yeterli aydınlatma yapmak
  • Can ve mal güvenliği yönünden gerekli işaret ve uyarı levhası bulundurmak
  • Yol temizliğini sağlamak
  • Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,
  • Yolda bakım ve onarım eksikliklerini gidermek
  • Yabani hayvanların geçişinin yol güvenliğini tehlikeye sokmaması için gerekli önlemleri almak (uyarı levhası gibi)
  • Otoyollarda yaban hayvanlarından kaynaklanacak trafik kazalarını önlemek maksadı ile kafes tel çit yapmak
  • Otoyolların habitatları böldüğü yerlerde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görüşünü alarak yaban hayvanlarının geçişlerine izin verecek menfez, ekolojik köprü ve benzeri tesisleri yapmak
  • İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek
  • Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak
  • Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,
  • Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek

Karayolları Genel Müdürlüğü, Kanundan doğan bu görevlerini yerine getirmezse, idari işlem, eylem ve  olumsuz eylemle görevlerini ihmal ederse ve bunun sonucunda karayollarında bir kaza meydana gelirse Karayolları Genel Müdürlüğü’ne sorumluluğundan dolayı maddi ve manevi tazminat davası açılabilecektir.

Belediyenin Görevleri Nelerdir?

  • Yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak
  • Gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmak
  • Karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek
  • Karayolunda trafik için tehlike teşkil eden engelleri gece veya gündüze göre kolayca görülebilecek şekilde işaretlemek veya ortadan kaldırmak
  • Yol yapısı veya işaretleme yetersizliği yüzünden trafik kazalarının vukubulduğu yerlerde, yetkililerce teklif edilen tedbirleri almak
  • Çocuklar için trafik eğitim tesisleri yapmak veya yapılmasını sağlamak

İdarenin Sorumluluğunun Koşulları Nelerdir?

  • İdarenin sorumluluğunu doğuran bir fiil olmalı ve bu fiil idari işlem ya da eylemden kaynaklanmalı.
  • Ortada bir zarar olmalı. (Bu zarar para ile ölçülebilen bir zarardır.)
  • Zararla, zarara yol açan olay arasında nedensellik bağı olmalıdır.

Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak idare, eylem ve işlemleri ile kişilere vermiş olduğu zararları tazmin etmek zorundadır. İdarenin ortaya çıkan zarardan sorumlu olması Hukuk Devleti ilkesinin bir gereğidir. Bir zarar ya da hak ihlali varsa, idari işlem veya eylemden kaynaklanıyorsa idareye karşı Tam Yargı Davası açılabilecektir. Burada idarenin sorumluluğu kusurlu sorumluluk olarak meydana gelecektir. Ayrıca burada idarenin hizmet kusuru söz konusudur. Hizmet kusuru, genel olarak kamu hizmetlerinin görülmesinde ortaya çıkan aksaklıklar, eksiklikler olarak ifade edilebilir. İdarenin kusurlu sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için hizmet kusurunun mevcut olması gerekir. Hizmet kusuru 3 şekilde kendini gösterir. Bunlar:

1.Hizmetin Geç İşlemesi: Hizmetin beklenen kalite ve özende yapılmaması halinde ortaya çıkar. Örneğin; idarenin rögar kapağını tam kapatmaması sonucu kişinin içine düşmesi

2.Hizmetin Kötü İşlemesi:

3.Hizmetin Hiç İşlememesi: Hizmetin hiçbir şekilde yerine getirilmemesidir. Örneğin; toprak kaymış ama sürücüler için uyarı levhası konulmaması.

Hizmet kusurundan doğan zararlardan sadece idare sorumludur; kamu personeli hizmet kusuru sonucu doğan zarar bakımından sorumlu değildir. Hizmet kusurundan dolayı ortaya çıkan zarar için kamu görevlisine karşı özel hukuk hükümlerine dayanılarak adli yargıda tazminat davası açılamaz. Hizmet kusurunun varlığı halinde idareye karşı idari yargıda tam yargı davası açılması gerekir.

Karayolları Genel Müdürlüğünden ve Belediyelerden İstenebilecek Tazminat Miktarı

İdarenin hizmet kusurundan kaynaklanan trafik kazalarında, ortaya çıkacak olan zarara göre maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulabilir.

Maddi Tazminat Talepleri Neler Olabilir?

  • Araçta oluşan ve sigorta şirketinden tahsil edilemeyen maddi zararlar
  • Bedensel zarar sebebiyle ortaya çıkan tedavi masrafları
  • Kaza sonucu ölüm meydana gelmişse, ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceklerdir.
  • Kişinin organ kaybı olmuşsa ve buna bağlı olarak işgücü kaybı gerçekleşmişse gelir kaybı talep edilebilecektir.

Manevi Tazminat Hangi Durumlarda Söz Konusu Olur?

  • Kaza anında ciddi bir korku ve şoka girme söz konusu olmuşsa
  • Tedavi sürecinde yaşanan fiziksel acılar meydana gelmişse
  • Bedensel zarar olması halinde bunun sonucunda yaşanan fiziksel acılar varsa
  • Organ kaybı olması ya da vücutta sabit iz kalması halinde bunun yarattığı üzüntü, elem ve ızdırabından dolayı manevi sarsıntı meydana gelmişse

Sorumlu idareden, yani Karayolları Genel Müdürlüğünden ya da ilgili belediyeden manevi tazminat talep edilebilecektir.

İdareye Karşı Açılacak Tazminat Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 10/(b) maddesinde belirtilmiş olan idarenin sorumluluğuna ilişkin davalarda uzun süre idari yargı kolunun görevli olduğu kabul edilmiştir. Kanunda 2011’de yapılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle açılacak olan tazminat davalarının adli yargıda görüleceği düzenlenmiştir. Değişiklikle birlikte adli yargı ve idari yargı kolları arasında görev uyuşmazlıkları meydana gelmiştir. Görev uyuşmazlıklarını “Uyuşmazlık Mahkemesi” çözer ve uyuşmazlık mahkemesinin verdiği kararlar adli yargının görev alanına girdiği yönündedir.

  • 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde 110 – İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür.

İdareye karşı açılacak davaların Asliye Hukuk Mahkemesinde  açılması gerekir.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

Maddi ve Manevi Tazminat Hakkında Danıştay Kararı

  • Danıştay İdari Dava Dairesi, 25/02/2016, E. 2015/547, 2016/417 Sayılı Kararında

Davacının babasının trafik kazasında ölümü nedeniyle oluşan zararın tazmini istemiyle adli yargı yerinde açılan dava sonucunda, bilirkişi incelemesiyle tespit edilen tazminat tutarının tamamının kazaya karışan davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi karşısında, olayda Karayolları Genel Müdürlüğünün de kusurlu bulunduğundan bahisle aynı zarar kalemi nedeniyle idari yargı yerinde açılan davada, anılan idare aleyhine maddi tazminata hükmedilmesine olanak bulunmadığı gibi, manevi tazminat konusunda müteselsil sorumluluk söz konusu olmadığından, adli yargı yerinde manevi tazminata hükmedilmiş olmasına bakılmaksızın, idarenin kusurundan dolayı duyulan elem ve ıstırabın karşılığı olarak manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.

Anılan karara bakıldığında; davacı murisinin trafik kazasında yaşamını yitirmesi sonucu davacının yoksun kaldığı toplam destek tutarı mahkemece tayin edilen bilirkişi tarafından 7.573,42 TL olarak hesaplandığı anılan tutarın adli yargı yerince davacıya ödenmesine karar verildiği, davacının babasının ölümü nedeniyle uğradığı zarar, destekten yoksun kalma zararı, adli yargıdaki davada yapılan bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilip, bu zararın davacıya ödenmesine karar verildiğinden aynı zarar kalemi nedeniyle idare aleyhine maddi tazminat hükmedilmesine olanak bulunmadığından kararın maddi tazminata ilişkin kısmında hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

Tazminat Davalarında Adli Yargı ve İdari Yargı Arasındaki Görev Uyuşmazlıkları Hakkında Danıştay Kararı

  • Uyuşmazlık Mahkemesi,  14/07/2014, 2014/759 E. , 2014/811 Sayılı Kararında

19…… plaka sayılı aracın 06.07.2013 tarihinde davacı-sürücü H.Ç.’in sevk ve idaresinde, Çamaş İlçesi istikametinden Fatsa İlçesi istikametine doğru giderken, Tepeli Mahallesi 52-54 nolu il yolunun 4. km kesim levhasının bulunduğu noktaya geldiğinde, yolun mucurlu bir şekilde bırakılması ve çalışmanın yapıldığı yolun ilerisinde ve gerisinde yeterli ve gerekli uyarıcı levhanın da bırakılmaması, olabilecek muhtemel kazaları engelleyecek nitelikte herhangi bir tedbirin alınmaması sebebiyle, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, meydana gelen kazada idarenin bakım ve onarımda gerekli tedbir ve önlemi almayarak hizmet kusurunun bulunduğunu belirterek, idarenin hizmet kusuruna dayalı olarak uğranıldığı ileri sürülen 2.000 TL manevi, 8.466,80 TL maddi tazminat ile bilirkişiler tarafından belirlenecek değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açılmıştır.

Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini belirterek, görev yönünden reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Bunun üzerine idari yargıda dava açılmış, Ordu İdare Mahkemesi davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

“…2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.”

Blog Yazılarımız: İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ NEDİR?

Av. Tuğçe Çığlı
Av. Serhan Cantaş