Davanın Durması Kararı Nedir?

Paylaş:

DAVANIN DURMASI KARARI


GİRİŞ

Ceza muhakemesine konu olan uyuşmazlığın esas ve usulden çözülmesine ve yargılamanın sonlanmasına sebep olan karara hüküm adı verilir. Ancak muhakeme aslında hüküm ile sona ermeyip, verilen hükmün kesinleşmesi gerekmektedir. Kesin hüküm, şekli ve maddi kesin hüküm şeklinde ayrılmaktadır. Şekli kesin hüküm, uyuşmazlık ile ilgili verilen hükmün değişmeyeceği ve bu hükme karşı kanun yolunun kapalı olması durumunu ifade etmektedir. Maddi kesin hüküm ise aynı uyuşmazlık konusu ile tekrar dava açılamayacak olup, beraat dahil olmak üzere yeniden hüküm verilememesi anlamına gelmektedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223.maddesine göre hakim tarafından yargılama sonunda verilebilecek hükümler şunlardır:

  • Beraat kararı,
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı,
  • Mahkûmiyet kararı,
  • Güvenlik tedbirine hükmedilmesi kararı,
  • Davanın reddi kararı
  • Davanın düşmesi kararı verebilir.
  • Durma kararı
  • Askeri, idari ve anayasal yargının görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı.

Bu sayılanların dışında mahkemece verilen diğer kararlar hüküm niteliği taşımaz. Hüküm niteliği taşımayan kararlara ilişkin ise tek başına kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Biz bu yazımızda durma kararını inceleyeceğiz.

DURMA KARARI NEDİR?

Ceza hukukunda durma kararı; soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa, gerçekleşmesini beklemek üzere mahkeme tarafından verilen bir ara karardır.  Derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde durma kararı verilemez.

Durma kararının, kovuşturmanın her safhasında verilmesi mümkündür. Bazı hüküm çeşitleri gibi yargılamanın sonunun beklenmesi gerektirmez. Çünkü, yargılamaya devam edilip edilmeyeceği bir muhakeme şartına bağlıdır ve durma kararı verilerek bu şartın gerçekleşmesi aranmaktadır. Ancak şart gerçekleştiğinde yargılamaya devam edilebilir.

HANGİ HALLERDE DURMA KARARI VERİLİR?

Durma kararı, yargılamaya son veren bir karar çeşidi değildir. Durma kararı ile yargılamaya devam edilebilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi beklenir. Yani yargılamanın durdurulması söz konusudur. Şartlar yerine getirildiğinde yargılamaya devam edilir.

Mahkemeler açılan bir ceza davasında iki nedenle durma kararı verebilir:

  • Soruşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere durma kararı verilebilir.
  • Kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere durma kararı verilebilir.

Soruşturma ve kovuşturma için aranan şartlara, mahkemenin yargılama yapabilmesi için aranan şartların hepsine topluca muhakeme engelleri denir. Muhakeme engellerinin varlığı halinde artık ceza uyuşmazlığının çözülmesi mümkün değildir. Bu şartlardan bir kısmının gerçekleşmemesi durumunda soruşturma, bir kısmının gerçekleşmemesi durumunda ise kovuşturma yapılamamaktadır. Muhakeme engeli olup olmadığı muhakemenin her aşamasında resen araştırılır.

  • Şikâyet, izin, talep, karar
  • Dava süresi,
  • Yargı ve açık dava bulunması,
  • Ön ödemenin yerine getirilmesi,
  • Dava zamanaşımı,
  • Af,
  • Uzlaştırma,
  • Sanığın hazır bulunmaması,
  • Sanığın akıl hastası olması,
  • Bekletici meselenin çözümü,
  • Yasama dokunulmazlığı bulunması,

Mahkeme tarafından bu muhakeme şartlarından ise sadece şikâyet, izin, talep, karar ve akıl hastası olmama şartının henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere durma kararı verilmelidir.

1. ŞİKAYET

Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.

Örneğin Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen şu iki suç şikâyete bağlı tutulmuştur. “Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2. İZİN

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkındaki kanun, kamu görevlilerinin işlediği görev suçları nedeniyle yetkili merciin izin vermesi şartını getirmiştir. Ayrıca Türk Ceza Kanunu da bazı maddelerinde dava açılmasını Adalet Bakanının iznine bağlamıştır.

3. TALEP

Bazı suçlarda dava açılabilmesi için Adalet Bakanının talep etmesi şartı aranmıştır. Örneğin Türk Ceza Kanunu’nun 13.maddesinde düzenlenen suçla ilgili yargılama yapılabilmesi için Adalet Bakanının talebi gerekmektedir.

4. KARAR

Milletvekilleri hakkında kovuşturma yasağı bulunduğu hallerde dokunulmazlık kaldırılıncaya veya milletvekilliği süresi doluncaya kadar milletvekili hakkında yargılama yapılamaz. Bu kapsamda milletvekillerinin işlediği suçlarda dokunulmazlığın kaldırılması kararı aranmaktadır.

ŞÜPHELİ VEYA SANIĞIN AKIL HASTASI OLMASI

Suç işledikten sonra akıl hastası olan ve savunmasını yapmasına esaslı bir şekilde engel olan durumlarda sanık yargılanamaz. Bu durumda durma kararı verilir. Bununla beraber derhal beraat kararı verilebilecek hallerde durma kararı verilemez. Önemle belirtmek gerekir ki sanık fiili işlediği sırada akıl hastası ise, yargılaması yapılarak gerekli güvenlik tedbirine hükmedilir.

Durma kararı verildikten sonra sanık akıl hastalıkları hastanesinde tedavi altına alınmalıdır. Uygun aralıklarla sağlığına kavuşup kavuşmadığı saptanmalı, yargılanabilir duruma geldiğinde yargılaması yapılmalıdır.

YARGILAMA ŞARTLARININ GERÇEKLEŞMEMESİNİN SONUÇLARI

Sanığın hazır bulunması, sanığın akıl hastası olmaması, bekletici meselenin çözümü ve yasama dokunulmazlığı bulunmaması yargılama şartı olduğundan bu şartlar gerçekleşmese de dava açılabilecektir. Bu nedenle soruşturma aşamasında sadece dava şartlarının gerçekleşmemesinin sonuçlarından bahsedilir.

Bu şartların gerçekleşmemesi halinde Cumhuriyet savcısı, dava açmaz ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Ancak savcı gözden kaçırarak dava açmışsa; mahkeme iddianamenin iadesine karar vermelidir. Bununla beraber iddianame mahkemece kabul edilmişse;

  • Şartın gerçekleşmesi mümkünse durma kararı,
  • Daha önce açılmış bir dava veya verilmiş bir karar varsa davanın reddine,
  • Şartın gerçekleşmesi mümkün değilse örneğin şikayet süresi geçmişse, davanın düşmesine karar verilecektir.

DURMA KARARINA İTİRAZ

Durma kararı, hukuki niteliği itibariyle aslında tam olarak bir hüküm çeşidi değildir, bir ara karardır. Durma kararı ile yargılama sona ermez, sadece şartın gerçekleşmesi için o şart gerçekleşene kadar durur. Bu nedenle, durma kararları aleyhine istinaf veya temyiz kanun yoluna gidilmesi de mümkün değildir.

Durma kararı aleyhine itiraz kanun yoluna başvurulabilir. İtiraz kanun yolu, ilk derece mahkemesinin verdiği bir kararın aynı derecede yer alan bir başka mahkeme tarafından değerlendirilmesi amacıyla düzenlenmiştir. İtiraz süresi tefhim veya tebliğden itibaren 7 gündür.

DURMA KARARI HAKKINDA YARGITAY KARARLARI


Derhal Beraat Kararı Verilebilecek Hallerde Durma Kararı Verilememesi Hakkında Yargıtay Kararı

  • Yargıtay 6.Ceza Dairesi’nin E.2021/21592 K.2021/18838 Sayılı 06.12.2021 Tarihli Kararı

Bilindiği üzere, 5271 sayılı CMK’nin yazılı bir gerekçesi yoktur. “Derhâl” kelimesi çabucak anlamına gelmektedir. Esasen fiilin ilk bakışta suç teşkil etmediği durumlarda iddianame düzenlenemez. Düzenlenirse; bu iddianame, iadeye mahkûmdur. Her nasılsa böyle bir iddianame kabul edilmiş ise, o takdirde öncelikle beraat kararı verilmesini gerektiren bir durum söz konusudur. Derhâl yâni yargılamanın geldiği aşama itibariyle, başka bir ifadeyle de, ilâve bir araştırma yapılmasına ya da delil toplanmasına gerek kalmadan beraat kararı verilebiliyorsa; artık koşulları olsa bile, “durma” “düşme” veya “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verilemez.

Tüm bu anlatılanlar ışığında somut olayda, mahkemece sanıklar …, …, …, …, … hakkında nitelikli hırsızlık suçundan yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle sanıkların üzerine atılı bu suçtan CMK 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiş olup, işbu karar katılan vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, iş bu kararın zamanaşımı sebebiyle bozulması gerektiği görüşündedir. Her ne kadar sanıkların üzerine atılı suç nedeniyle zamanaşımı süresi dolmuşsa da usul ve yasaya uygun olan beraat kararı yerinde olduğundan, tebliğnamedeki zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi yönündeki düşünceye iştirak edilmemiştir.

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, katılan İstanbul Gümrük Müsteşarlığı Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü Kaçakçılık İstihbarat ve Narkotik Gümrük Muhafaza Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA oy birliğiyle karar verildi.

Kovuşturma Şartının Gerçekleşememesi Halinde Verilen Durma Kararı Yargıtay Kararı

  • Yargıtay 10.Ceza Dairesi’nin E.2019/667 K.2019/963 Sayılı 18.02.2019 Tarihli Kararı

Somut olayda, mahkemece yargılama şartının gerçekleşmediği kabul edilerek “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK’nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada TCK’nın 191/4. maddesinde sayılan kovuşturma şartlarının gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından 5 yıllık erteleme süresi zarfında gerçekleşmesi muhtemel olan dava şartının gerçekleşmesini beklemek üzere CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, yasal koşulları oluşmayan “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi yasaya aykırı olduğu gibi, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “ceza verilmesine yer olmadığına” kararı ile yargılamanın sonlandırıldığı ve bu kararın sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verildikten sonra ayrıca “kamu davası açılmasının ertelenmesine dair kararın infazının devamına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, somut olayda “kovuşturma şartının” gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyanın infazına devam edilebilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “kamu davası açılmasının ertelenmesine dair kararın infazının devamına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.

Blog Yazılarımız:

Dilekçede Olması Zorunlu Olan Talep Sonucu Nedir?

Stj. Av. Rümeysa Özatlı
Av. Serhan Cantaş