Vesayetin Kaldırılması Davası Nedir? Vesayet Nedir?

Paylaş:

Vesayet, velâyet altında bulunmayan küçükler ile kısıtlanmış kişilerin menfaatini, özel hukuk çerçevesinde, haklarının koruması maksadıyla düzenlenmiştir. Düzenlemenin amacı, hukuken ehil olmayanların kişisel ve maddi menfaatlerinin korunarak temsil edilmesidir.

Vesayet kurumu bazen hukuki zorunluluk arz ederken bazen de kişinin kendi rızasına dayalı olarak mahkemeden talebiyle uygulama alanı bulur. Vesayeti gerektiren haller Türk Medeni Kanunu’nun 404. Ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre:

  • Küçüklük,
  • Kısıtlama,
  • Özgürlüğü bağlayıcı ceza,
  • Kişinin isteği üzerine,

Sayılan hallerde vesayet kurumu uygulama alanı bulur.

Vasinin Atanması Nasıl Olur?

Vasinin atanmasının koşulları TMK 413. Maddede düzenlenmiştir. “Vesayet makamı, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atar. Gereken durumlarda, bu görevi birlikte veya vesayet makamı tarafından belirlenen yetkileri uyarınca ayrı ayrı yerine getirmek üzere birden çok vasi atanabilir. Rızaları bulunmadıkça birden çok kimse vesayeti birlikte yürütmekle görevlendirilemez.”

Vasinin atanmasında, vasi olarak atanacak kişinin eş ve hısımlardan olmasına öncelik verilmiştir. Haklı sebepler engel olmadıkça, vesayet makamı, vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşini veya yakın hısımlarından birini, vasilik koşullarına sahip olmaları kaydıyla bu göreve atar. Bu atamada yerleşim yerlerinin yakınlığı ve kişisel ilişkiler göz önünde tutulur.

İlgilinin isteği de atanacak vasinin seçiminde önem arz eder. Haklı sebepler engel olmadıkça, vasiliğe, vesayet altına alınacak kişinin ya da ana veya babasının gösterdiği kimse atanır.

Vesayet altına alınan kimsenin yerleşim yerinde oturanlardan vasiliğe atananlar, bu görevi kabul etmekle yükümlüdürler. Aile meclisince atanma hâlinde vasiliği kabul yükümlülüğü yoktur.

Vasilikten kaçınma sebepleri;

  • Altmış yaşını doldurmuş olanlar,
  • Bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar,
  • Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,
  • Üzerinde vasilik görevi olanlar,
  • Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları.

Vasiliğe engel olan sebepler ise;

  • Kısıtlılar,
  • Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler,
  • Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar,
  • İlgili vesayet daireleri hâkimleri.

Vasinin Görevleri Nelerdir?

TMK 438 ile 457. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre;

  • Vasiliğe atanma kararının kesinleşmesi üzerine vasi ile vesayet makamının görevlendireceği bir kişi tarafından, vakit geçirilmeksizin, yönetilecek malvarlığının defteri tutulur.
  • Kıymetli evrak, değerli eşya, önemli belge ve benzerleri, malvarlığının yönetimi bakımından bir sakınca yoksa, vesayet makamının gözetimi altında güvenli bir yere konulur.
  • Vesayet altındaki kişinin menfaati gerektirirse değerli şeylerin dışındaki taşınırlar, vesayet makamının vereceği talimat uyarınca, açık artırma ile satılır. Hâkim, özel durumları, taşınırın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir. Vesayet altındaki kişinin kendisi veya ailesi için özel bir değer taşıyan şeyler, zorunluluk olmadıkça satılamaz.
  • Vesayet altındaki kişinin kendisi veya malvarlığının yönetimi için gerekli olmayan paralar, faiz getirmek üzere, vesayet makamı tarafından belirlenen milli bir bankaya yatırılır veya Hazine tarafından çıkarılan menkul kıymetlere çevrilir. Paranın yatırılmasını bir aydan fazla geciktiren vasi, faiz kaybını ödemekle yükümlüdür.
  • Vesayet altındaki kişinin malvarlığı içinde ticari, sınai veya benzeri bir işletme varsa; vesayet makamı, bunların işletilmesinin devamı veya tasfiyesi için gerekli talimatı verir.
  • Taşınmazların satışı, vesayet makamının talimatı uyarınca ve ancak vesayet altındaki kişinin menfaati gerekli kıldığı hallerde mümkündür. Satış, vesayet makamının bu iş için görevlendireceği bir kişi tarafından vasi de hazır olduğu hâlde açık artırmayla yapılır ve ihale vesayet makamının onamasıyla tamam olur; onamaya ilişkin kararın ihale gününden başlayarak on gün içinde verilmesi gerekir. Ancak denetim makamı, istisnai olarak özel durumları, taşınmazın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir.
  • Vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil eder. Vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak ve önemli bağışlarda bulunmak yasaktır.
  • Vesayet altındaki kişi görüşlerini oluşturma ve açıklama yeteneğine sahipse, vasi önemli işlerde karar vermeden önce olanak ölçüsünde, onun görüşünü almakla yükümlüdür; ancak vesayet altındaki kişinin işi uygun bulmuş olması vasiyi sorumluluktan kurtarmaz.
  • Vesayet altındaki kişiye vesayet makamı tarafından bir meslek veya sanatın yürütülmesi için izin verilmiş ise, o kişi bununla ilgili her türlü olağan işlemleri yapmaya yetkilidir ve bu tür işlemlerden dolayı bütün malvarlığı ile sorumludur. Vesayet altındaki kişi, kendi tasarrufuna bırakılmış olan mallar ile vasinin izniyle çalışarak kazandığı malları serbestçe yönetir ve kullanır.
  • Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek zorundadır. Vasi, yönetimle ilgili hesap tutmak ve vesayet makamının belirlediği tarihlerde ve herhâlde yılda bir defa hesabı onun incelemesine sunmakla yükümlüdür.
  • Vasi, kural olarak iki yıl için atanır. Vesayet makamı, bu süreyi her defasında ikişer yıl uzatabilir. Dört yıl dolunca vasi, vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir.
  • Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığından, olanak bulunmadığı takdirde Hazineden karşılanmak üzere kendisine bir ücret verilmesini isteyebilir. Ödenecek ücret, yönetimin gerektirdiği emek ve yönetilen malvarlığının geliri göz önünde tutulmak suretiyle her hesap dönemi için vesayet makamı tarafından belirlenir.

Vesayeti Gerektiren Hâllerin Sona Ermesi

Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi ve denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir. Vasiliğe son vermeye yetkili makam, vesayet makamıdır.

Vesayetin kaldırılması Türk Medeni Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;

  • Küçüklerde; Küçük üzerindeki vesayet, onun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer. Erginliğe mahkemece karar verilmiş ise, mahkeme aynı zamanda küçüğün hangi tarihte ergin olacağını tespit ve ilân eder.
  • Hükümlülerde; Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis hâlinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.
  • Diğer Kısıtlılarda; Diğer kısıtlılar üzerindeki vesayet, yetkili vesayet makamının kararıyla sona erer. Vesayeti gerektiren sebebin ortadan kalkması üzerine vesayet makamı vesayetin sona ermesine karar verir. Kısıtlı ve ilgililerden her biri, vesayetin kaldırılması isteminde bulunabilir.

TMK’da vesayeti gerektiren hallerin sona ermesi ile ilgili bazı usuller düzenlenmiştir buna göre;

  • TMK 473’e göre “Kısıtlama ilân edilmişse, kaldırılması da ilân olunur. Fiil ehliyetinin yeniden kazanılması, ilânın yapılmasına bağlı değildir.”
  • TMK 474’e göre “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmî sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi hâlinde karar verilebilir.
  • TMK 475’e göre “Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.
  • TMK 476’ya göre “Kendi isteğiyle kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılması, kısıtlamayı gerektiren sebebin ortadan kalkmasına bağlıdır.

Vasilik Görevinin Sona Ermesi Nasıl Olur?

  • Fiil ehliyetinin yitirilmesi ve ölüm halinde, vasilik görevi, vasinin fiil ehliyetini yitirmesi veya ölümüyle sona erer.
  • Vesayet süresinin sona ermesi ve uzatılmaması durumunda, vasilik görevi, uzatılmadığı takdirde, sürenin dolmasıyla sona erer.
  • Engelin veya kaçınma sebebinin ortaya çıkması halinde, vasi, vasiliğe engel bir sebebin ortaya çıkması hâlinde görevinden çekilmek zorundadır. Vasi, bir kaçınma sebebi ortaya çıktığı takdirde sürenin bitiminden önce görevinden alınmasını isteyebilir; ancak, önemli sebeplerin varlığı hâlinde görevine devam etmek zorundadır.
  • Görevi sona eren vasi, yenisi göreve başlayıncaya kadar zorunlu işleri yapmakla yükümlüdür.

Vasinin görevden alınması hali ise TMK 483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Vasinin görevden alınma sebepleri ise şu şekildedir;

  • Görevini ağır surette savsaklaması,
  • Yetkilerini kötüye kullanması,
  • Güveni sarsıcı davranışlarda bulunması,
  • Borç ödemede acze düşmesi halinde, vesayet makamı tarafından görevden alınır.
  • Vasinin görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatleri tehlikeye düşerse, vesayet makamı kusuru olmasa bile vasiyi görevden alabilir.

Vasinin görevden alınmasının usulü ise TMK 484. madde ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre;

  • Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi veya her ilgili, vasinin görevden alınmasını isteyebilir. Görevden alınmayı gerektiren sebebin varlığını başka bir yoldan öğrenen vesayet makamı, vasiyi re’sen görevden almakla yükümlüdür.
  • Vesayet makamı, ancak gerekli araştırmayı yaptıktan ve vasiyi dinledikten sonra onu görevden alabilir. Vesayet makamı, ağır olmayan hâllerde vasiye görevden alınacağı konusunda uyarıda bulunur.
  • Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde vesayet makamı, vasiye geçici olarak işten el çektirip bir kayyım atayabileceği gibi; gerekirse muhtemel zararı göz önünde bulundurarak vasinin mallarına ihtiyati haciz koyabilir ve tutuklanmasını da isteyebilir.
  • Vesayet makamı, görevden alma ve uyarıda bulunmanın yanı sıra, vesayet altındaki kişinin korunması için gerekli diğer önlemleri de almakla yükümlüdür.

TMK madde 488’de vesayet makamı kararlarına karşı itiraz yolu öngörülmüştür. Buna göre “İlgililer, vesayet makamının kararlarına karşı, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edebilirler. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin karara bağlar.”

Vesayetin Sona Ermesinin Sonuçları Nelerdir?

Vesayetin sona ermesinin sonuçları TMK madde 489 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Görevi sona eren vasi, yönetimle ilgili son raporu ve kesin hesabı vesayet makamına vermekle yükümlü olduğu gibi; malvarlığını vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edilmek üzere hazır bulundurmak zorundadır. Son rapor ve kesin hesap belli zamanlarda verilen rapor ve hesaplar gibi vesayet makamı tarafından incelenir ve onaylanır.

Son rapor ve kesin hesap onaylandıktan ve malvarlığı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edildikten sonra, vesayet makamı vasinin görevinin sona erdiğine karar verir. Vesayet makamı, son rapor ve kesin hesabın onaylanması veya reddi konusundaki kararı ile birlikte kesin hesabı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye, tazminat davası açma hakları bulunduğunu da belirtmek suretiyle tebliğ eder. Bu tebliğde vasinin görevine son verildiği de belirtilir.

TMK m. 494’e göre “Vesayet altındaki kişinin vasi veya Devlete karşı alacakları imtiyazlı alacaktır.” Vasinin sorumluluğu ile ilgili davalarda TMK’da iki zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bunlar olağan zamanaşımı ve olağanüstü zamanaşımıdır. Buna göre;

  • Olağan Zamanaşımında; sorumlu vasi ve kayyıma karşı açılacak tazminat davası kesin hesabın tebliğ edildiği tarihten başlayarak bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Tazmin ettirilemeyen zararlar için Devlete karşı açılacak tazminat davasının zamanaşımı süresi, zararın vasi, kayyım ve yasal danışmana tazmin ettirilemeyeceğinin anlaşılmasından başlayarak bir yıldır. Vesayet dairelerinde görevli olanların sebebiyet verdikleri zararlardan dolayı Devlete karşı açılacak davaların zamanaşımı genel hükümlere tâbidir. Devletin rücu davası, rücu hakkının doğumunun üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
  • Olağanüstü Zamanaşımında; Olağan zamanaşımı süresi işlemeye başlamadan önce zarar gören tarafından bilinmesi veya anlaşılması olanağı bulunmayan bir hesap yanlışlığına veya bir sorumluluk sebebine dayanan tazminat davası, hesap yanlışlığının veya sorumluluk sebebinin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl içinde açılabilir. Vesayetten doğan tazminat davaları, her hâlde kesin hesabın tebliğinin üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Vesayetin Kaldırılması Yargıtay Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, E. 2017/5999 K. 2017/1950 T. 16.02.2017

“Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; anonim veri Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 08.12.2015 tarih ve 2015/1072-2015/1354 sayılı kararı ile anonim veri Devlet Hastanesi’nin 05.11.2015 tarihli kısıtlı adayı hakkında düzenlenen rapora göre hafif düzeyde demans+anksiyete bozukluğu tanısıyla anonim veri ‘ün TMK’nun 405. maddesi gereği kısıtlanmasına, oğlu anonim veri ‘ün vasi olarak atanmasına karar verildiği, kısıtlı anonim veri vekilinin 06.01.2016 tarihli dilekçesinde kısıtlama kararının kaldırılmasını istediği; mahkemece, kısıtlı hakkında yeniden rapor tanzimi için sevkinin sağlandığı anonim veri Eğitim Ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 15.01.2016 tarihli sağlık kurulu raporunda, yaşı ile uyumlu kognitif bozukluk, akıl hastalığı ve akıl zayıflığı yok, vasi atanmasına gerek olmadığı, mahkemece dinlenmesi faydalı olacağının bildirildiği anlaşılmaktadır.

Kısıtlı anonim veri ‘ün vesayet altına alınması kararına esas olan anonim veri Devlet Hastanesi’nin 05.11.2015 tarihli raporunda hafif düzeyde demans+anksiyete bozukluğu tanısı konularak vasi tayini gerektiği, hastalığının sürekli olduğu, dinlenmesinde fayda olmadığı belirtilmiş olup eldeki kısıtlılığın kaldırılması istemi üzerine alınan raporda da yaşı ile uyumlu kognitif bozukluk, akıl hastalığı ve akıl zayıflığı yok, vasi atanmasına gerek olmadığı, mahkemece dinlenmesi faydalı olacağının belirtildiğine göre adı geçen kısıtlının sözü edilen raporlarla birlikte anonim veri Kurumuna sevk edilerek konu hakkında yeniden rapor alınmak suretiyle çelişkinin giderilmesi ve kısıtlama sebebinin ortadan kalkıp kalkmadığının kesin olarak tespiti ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile istemin kabulü doğru görülmemiştir.”

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, E. 2017/1084 K. 2017/2817 T. 02.03.2017

“4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 472/son maddesinde, kısıtlı ve ilgililerden her birinin vesayetin kaldırılması isteminde bulunabileceği; 474. maddesinde ise akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmi sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi halinde karar verilebileceği hükme bağlanmıştır.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; anonim veri ‘un şizofreni akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi uyarınca Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 21.02.2013 tarih ve 2011/3141-2013/343 sayılı kararı ile kısıtlanmasına karar verildiği, vasi S anonim veri ‘un 18.12.2014 tarihli talep dilekçesiyle kısıtlının sağlık durumunun tespiti için sağlık kurumundan rapor alınmasını istediği, mahkemece, 12.03.2015 tarihli tek hekim raporu dikkate alınarak 09.06.2015 tarihli ek kararı ile talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözönüne alındığında; mahkemece, akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanan anonim veri ‘un kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olup olmadığı hususunda resmi sağlık kurulu raporu aldırılıp taraf delillerinin toplanması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle tek hekime dayanan rapora göre kısıtlılık halinin devamına karar verilmesi doğru görülmemiştir.”

Blog Yazılarımız: Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçu (TCK madde 234)

Stj.Av. Altuğ Eliri
Av. Serhan Cantaş